İhtişamın Üçgeninde

Saatleri ayarlayamadığım zamanlardan bir gün. Ara sıra zamansızlık krizlerim tutuyor. Nerede ve nasıl olduğumun pek bir önemi olmuyor. Kafamın içinde dönüp dolaşıyor ve uçuşa geçen kelimelerim bana geçmişi, hayallerimi ve umutlarımı hatırlatıyor. Ne de çok uyaranla yaşıyoruz şu içi boş delikli hayatı. Saatleri ayarlama enstitüsü kurulsa heralde ilk kayıt olacak kişiyim. 

Kimseye bir şey diyemediğim zamanlar. Uzaklaştığım, kaçtığım, koştuğum, duraksadığım.. Bazen bir kuş bile olamıyorum konacak bir yer bulamıyorum. Mesafeler gittikçe açılıyor, kayboluyorum haritada yerimi bulamayışlarım arasında. Bir insan gördüğümde göz teması kurmaktan kaçınıyorum...

Sıcak bir kafanın içinde yaşıyorum belki de.. Tıpkı yeni ekranlara merhaba diyen Netflix yapımı gibi.

Nasıl yazdığıma şaşırmayın nasıl düşündüğüme de. Kafamın içinde bir daktilo ile yaşıyorum. Tuşlara bastıkça genişliyor hayallerim. Gölgem ve ben yolculuğa çıkıyoruz. Bilmediğimiz her şeye bir açlık, iştah ve merak duygusuyla yaklaşıyoruz. Bilmediğimizden aslında cehaletimiz. Bilmek her şeyi, düşünmek en ince detayına kadar. 'İSTEMİYORUM HER ŞEY HAKKINDA BİR FİKİR YÜRÜTMEK ARTIK' diye haykırmak istiyorum. 

Sıcak ve serin bir kafa.. Tam da istediğim bu..  Tam da kafamın içinde bir yerde.. Bir virgülün eşiğinde onunla karşılaşmanın verdiği şaşırmadığım bir tesadüflük.. Ve uzaklaşan eksilenler, yitip gidenler, bilinmeyenler.. Kimsesiz bir eşyanın sahipsizliğinin emaneti gibi.. Kendi merkezini arayan sancılı bir süreç.. Kelimelerle dans eden diğer kayıp ben'ler arasında bir yer.. Bir dağ eteği veya göl kenarı..Sıcak bir kahvenin yılların tüm tozunu alması..Anlaşılmak istediğim anlarda anlaşılamamanın verdiği acı tadın damağımda bitmesi.. Ve bu tadın hiç unutulmaması..Her yerde olmak isteyip hiçbir yere yetişemediğimiz dönemlerdeyiz.. Tıpkı ne kadar plan o kadar yenilgi.. Ne kadar değer o kadar hiçlik duygusuna sahip olmamız.. Merkezimden çıktığım an geri dönemiyorum.. Bir ara çıkmışım ki bir türlü yolu bulamıyorum. Klişeler, genellemeler, kayıp parçalar ve anlamsızlık içinde anlam kayıpları..

Uyku bastırırken, tam da cümlenin ortasında bir yerde bir nokta koymalıyım artık. Kendinden bir şey bulamadıysan üzgünüm. Her zaman bir katkı sunacak değilim sana. Arkanda unutmuş olabilirsin kaybettiklerini. Geriye dönersen bir el salla geçmişe..

Umursamamak bu olsa gerek.. Umursamadığın bir an umursadığın bütün anların intikamını alıyorsun sanki.


Bir dart tahtası, bir lambader ve bir de fonda müzik... İhtişamın üçgeninde merkezini arayan bir kadın...

Yorumlar

Popüler Yayınlar