Sosyal medya mağdurları

Son zamanlarda sosyal medya müptelalığı almış başını gidiyor. Büyük kentlerde yaşayan kesimin sıklıkla kullandığı bir araç olmuş durumda facebook,twitter gibi sosyal paylaşım siteleri. Gittikçe büyüyen dev bir sektör halinde sosyal medya. Bu durumun ne dışında kalabiliyorsunuz ne de içinde. Kimileri kendilerinden uzaklaşıp zamanının çoğunu orda burda arkadaş gruplarıyla geçirirken yaşadıklarını bu sitelerde ifşa etmekle övünüyorlar. Bize ne ki senin kiminle nereye gittiğinden... Bunun birilerine bir faydası olmaz ki gibi söylemleri sıkça duyar olduk şimdilerde. Çalışan kesim haftaiçi her gün iş yerinden nefes aldığı dakikalarda bile online durumda. Bunun ne gibi bir yararı olduğunu kendilerine sormak istiyorum. Ben de kullanıcısıyım bu sosyal içerikli sitelerin ama araç olarak kullanımın ötesine geçme taraftarı değilim ne yazık ki. Çoğumuz kendimizi olduğumuzdan lüks gösterme çabasına giriyoruz. Gittğimiz mekanlardan tutun da yediğimiz yiyeceklere kadar yayınlıyoruz özel hayatımızı. Paranın hayatımızı ele geçirmiş olduğunun farkında bile değiliz. Toplum başını almış gidiyor bir taraftan. Kitlesellik yerine bireyselliğe esir olmuşuz.Yaşadığımızın farkında bile olmaktan aciziz şimdilerde.Nereye kadar böyle devam edecek henüz bir tahminim yok. İlişkilerimizin hali içler acısı malesef.  Dost, arkadaş kavramlarını sandıklara kaldırdık. Kim ne demiş  hakkımızda , ne yorumda bulunmuş, ona cevap verme peşine düşmüşüz.Herkes kendine aşık, kendine sevdalı. Yapmacık gülümsemelerle örülü bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlık namına yapılmış bir davranışı ''Sen çok iyisin' gibi sıradan kalıp bir cümleyle sonlandırıyoruz. İyiliğin derecesi mi vardı ?  bunu okullarda mı  öğrenmeye başladık bu da çetrefilli bir soru olarak gündemde yerini koruyor. Doğruyu söyleyenlerin yağmalandığı, hakkını arayanların yuhalandığı, saygıyı savunanların linç edildiği bir toplumda yaşam, akla bile gelmeyen tehlikelerle dolu.  İş, özel ve sosyal hayatın  sınırlı alanının kalmadığı aleni bir oyun sahnesindeyiz. Yüzeysel yaşam süren toplumlar ne denli ülkesine sahip çıkıyor buna tanık oluyoruz. Kendi kendini öven, kendini düşünen sıradan insanım diye geçinen insanlar her tarafta. Bunu görmezden gelmek de bence bir suç o suça ortak olmak da. Aile kavramı dışında yaşamlar, tek başınalık, ya da toplum baskısı sonucu yuva kurmaya zorlanan kişiler...Hepsini görüyoruz.. Nasıl da mutsuz damgasına itiliyor insanlar..Hayatımızda o kadar sorun varken mutlu olmaya çalışmamız bizden beklenilen..Sahip olduklarımızla yetinmemizi söyleyenler. Şimdi asıl soruyu yöneltmek istiyorum size...  Üzerinize düşen sorumluluklarınızı yerine getirdiğinizden emin misiniz ki etrafınızdaki herkesi eleştiri yağmuruna tutup,  toplumu kutuplaşmaya itme eğilimi göstermekten zevk alıyorsunuz. Hadi dürüst olun ve yargılayın kendinizi.. Birileri sizi fark etmeden!!!!

Yorumlar

Popüler Yayınlar