Sondan Başa (Yazi Dizisi 1)
30.03.2020
Deli olduğunu düşünürdüm bazen. Ağzı var dili yoktu sanki. Beni çoğu zaman fark etmezdi. Ben de silik bir yüzdüm herhâlde. İlk yıl kendime pek aynada bakmazdım. Diğer kızlardan ayıran tek yönüm bu olmalıydı. Kaşlarımı bile ilk kez o zaman almıştım. Ah insanoğlu. Kendi varlığını kabullenmesi başkalarının tepkilerine keşke bağlı olmasa. Hep bir onay veya kabullenilme gereksinim duymamız bu yüzden. Tek başımıza ayakta durma gereksinimi maalesef toplumda geç idrak edilen bir durum. Bu yüzden çoğu üniversite öğrencisi öz benliğini darbeler ala ala, dibe bata çıka öğreniyor. Bu da extra bir zaman kaybı. Bir taraftan da ayrı bir kar-zarar hesabı. Eksik olan çok yönümüz var. Geç farkına varıyoruz. Tabı ben de çok zaman sonra farkına vardım. Bir söz vardır herkesi kendin gibi görme. Görürsen işin biter. Tecrübeler ah o tecrübeler her birimizin yıllarca biriktirmiş olduğu en değerli hazineler.
Hikâye aslında devam edecek. Merak etmeyin. Bu arada huysuz biri olduğumu kabullenmem 15 yılı buldu. Biraz bencil olduğumu kabul etmemle birazcık da kontrolcü yanımla. Ne yaptığımı merak ediyor olmalı. Öğrenir zamanı geldiğinde. İkili ilişkilerin hiç de kolay olmadığını söyleyebilirim. Kapağı çok iyi tasarlanmış bir kitabın bile alıcısı olmayabiliyor. İnsan ilişkileri de öyle. Herkese karşı mesafeli olmak veya o mesafeyi menfaate göre şekillendirmek. Bir türlü beceremediğim bir yetenek. Başarabilenlere helal olsun derim her zaman. Sadece sakin olmayı ve panik yapmamayı canınız yanmadan öğrenemiyorsunuz.
Bugünlerde bir salgın muhabbeti ortalığı kasıp kavuruyor. Sokağa çıkma yasağı gelmedi henüz. Sosyal medya insanların ellerinde kalan psikolojisine de alt üst etmeye yetiyor. Cahil bir toplum olduğumuzu inadına kabul etmiyoruz. Aksine zekâ fışkırıyor dokunmatik ekranlardan. Bunun herhangi bir mantıklı açıklaması olduğunu sanmıyorum. Yapılan onca uyarılara rağmen bana bir şey olmaz totemini diretiyoruz. Yapılan esprilerden tutun Youtube da yayınlanan videolardan ne kadar da işi takmadığımız anlaşılıyor. Unutmadan bu arada uzaktan ilişki yürütmede ustalık gerektiren sabra ulaşıyoruz. Sonu belli olmayan bir süreçteyiz. Yaşam biçimimiz değişmekle birlikte adaptasyon sorununu aşmış olmalıyız şimdiye kadar.
Evde hayat var!
Hayat eve sığar!
Evde kal, eve sığ…!
Bunun gibi toplumda algıları kıracak sloganların pek bir işlevselliği olduğunu düşünmüyorum. Zaten çoğu insanımız evde vakit geçiriyor. Tv’ye bağımlılıkta ilk sıradayız. Bu da bizi dışardan yönetilme ve manipüle edilebilme ihtimalini ön plana çıkarıyor.
Uzun zamandır kitap okumuyordum. Onun sayesinde kitap okuma hevesim yeniden canlandı. Aramızda kalsın da öyle fikirleri var ki otur not et, köşe yazarı olup çıkarsın. Zihninin her bir köşesini aynı anda harekete geçirebilen biri. Devamlı devinim halinde. Hızına yetişmek mümkün değil. Yetişmek gibi bir derdim olduğu söylenemez. Ama düşüncülerini merak etmeden kendimi alıkoyamıyorum. Bir anlaşmaya vardık. Ben yazacağım o okuyacak. Okudukça daha çok yazacağım sanırım.
Yorumlar
Yorum Gönder